30 Nisan 2016 Cumartesi

0

Bilinçsiz Bireyler ve Bilinçsiz Üremenin Sivil Savaşı

Selamlar.
Yine olanca iç karartıcılığımla kör edeceğim,
Hem hevesinizi, hem klavyeyi.
Belki biraz da gözlerinizi.
Ama alıştınız tweet okumaktan
Uzun yazı okuyamamaya .
Silkelenin, okuyun.

İlişki uzmanı mıyım?
Kesinlikle alakam yok.
Pedagog muyum ?
Olmadığımı biliyorsunuz.
Harmanlayıp ortak olarak bunlardan bahsedeceğim.
Herkes her şeyi biliyor.
Ben niye herkes olamayım ?
Bir kerecik.

Ergenliğimden itibaren bilinçsiz erkeklere de
Bilinçsiz çoğalmaya da hep karşı oldum.
Bence evliliğin de, çocuk yapmanın da ehliyeti olmalı.
Zira toplumsal sıkıntımız nüfusun azalması değil, bilinçsiz çoğalma
Ya da evliliklerin azalması değil, boşanmaların artması.
Anladık bu kısmı anlamasına ama reddediyoruz.

Üzülerek söylüyorum,
Kafam bu, değiştiremiyorum.
Evet ben bir Feministim ama
Feminizim erkek düşmanlığı değil,
Bunu, Feministim ama diye diye hala anlatıyor olmakta acı.
(Bu korumacı ama, sizin yüzünüzden )
Feminizm cinsiyetçi ayrımları görüp,
Kadınlarında eşit hakları ve özgürlüğünü savunmaktır.
Sizde buyurmaz mıydınız Beyler ?
İnsan olmak bunu gerektirir. Kadın olmak değil.
Ve kadın cinsini hor görme geniş zamanda toplumun en büyük problemidir.
Bütün toplumsal suçlar bunun altında yatıyor.
(Direk Feminizmle ilgili yazı gelecek. Kopmayım)

Yazım nasıl bir kronolojiyle gidecek, hesaplayamıyorum ama
Önce kendi çocukluğumdan azıcık bahsedeceğim.

1990 senesinde 18 yaşında çocuk bir kadının ilk evladı olmuşum.
''Yap birlikte büyürsün'' demişler, yapmış oda.
İyiki de yapmış. Gerçekten beraber büyüdük.
Annelikten hiçbir şey anlamamış tabi, ikinci çocuğu yapana kadar.
Kardeşime daha çok adapte olduğu için
Bana eksik kaldığını söyleyerek üzülür zaman zaman.
Ama bilseniz ne güzel annedir. Yüzünden o kalbini görürsünüz.
Çocuk değil, hep insan yetiştirmeye çabaladı.
O kadar çabaladı ki, dayanamayıp layık olmaya çalıştım.
Oldum demiyorum, halaa çabalıyorum..
Erkek kardeşimle aramızda cinsiyete dayalı bir ayrım asla yapmadı.
Önce duyarlı, vicdanlı insanlar olun, okulunuz-kariyeriniz sonra, dedi.
Babamda pipisi olan bir oğlu olmasıyla böbürlenmediği için şanslıydım.

Babam doğruluğu ve adaleti her hareketiyle, siyasi kişiliğiyle içimize işledi.
Devrimi, adilliği, dürüstlüğü ondan öğrendik. Şükür.
Biz güzel ebeveynlerin evlatları olarak şanslıydık.

Kardeşim bana nazaran daha karmaşık bir çağa denk geldi
Aramızda üç buçuk yaş var ama 
Gençlere ''nolduysa o yıllarda oldu'' zaten.
1992 ve sonrası  ->

Dünya çok çirkinleşti.
Herkes tahammülsüzleşti.
Her şey sahteleşti.
Adeta evrene gizli bir çip kondu ve
Ağır ağır değişti her şey, 
Herkes.

Derken, şuraya bağlayacağım. Yakınlarım,
Evliliği kavga-dövüş iteklenen,
Eşiyle yüz-göz ezilen kadınlar, arkadaşlarım bana
''Yeter artık evlen'' demeye başladılar.
Bunca sahteliğin içinde evet.
Durur muyum,
Yapıştırıyorum lafı.
''Niye sen evlendin de n'oldu''
Kafasını öne itip çocuğunu göstererek '' Bu oldu işte'' deyiveriyor.
O çocuk oldu olmasına da nasıl bir ortamda büyüyor,
O koca nasıl eve gelmemeye çabalıyor,
Kendisi nasıl zaman zaman intiharı düşünüyor.
Bundan bahsetsem mi ?
Bahsetmeyim değil mi ?
Sizin avunmayla avutulmayla geçiriyorsunuz ömrünüzü.

Doğanın kanunuymuş.
Hiç sanmıyorum ki doğanın sevgisizlik üzerine bir kanunu olsun.
Doğa bunlara sevin, sevişin değil de üreyin diyormuş.
Üremeseniz doğaya faydanız olur be.
Bizim türümüz değil mi doğayı tüketen.

Ama rol yapıyorlar işte.
O güneş yine batmayacak gibi yaşıyorlar.
Sabah mutluymuş gibi uyanıyorlar.
O sahte mutlu hayatları gibi bir hayat kurmamı tarif ediyorlar sonra.

'' Yuva Nedir? ''
Ben şuan yuvamda değil miyim ?
Oranın yuva olabilmesi için
Kocamdan dayak yiyip,
Kaynanamı sözde yuvamda istemeyip
Kimseden hıncımı alamayınca benimde çocuklarımı mı dövmem gerekir.

Eğer öyleyse, ben yuvasızım.
Göçebeyim ben.

İşte bu yüzden Feminizm.

Kız çocuğu olarak anne ve babasının evinde saygı göremeyen kadınlar,
Bir nebzede olsa, 
Sadece çocuklarına bile olsa kocasının evinde sözü geçtiğinden
Şiddetli evliliklerine yuva diyorlar. 
Biz eskilerden de böyle gördük ama değil mi ?
Dövmek, kıskanmak, bunlar hep sevgiden olan eylemler, değil mi ?
Erkek kadınını, kadın çocuğunu.
Gücü gücü yetene, dünyanın asla unutmadığımız en temel kuralı,
Ataerkil toplumların tek yadigarı bu değil mi ?
Doğanın kanunu da !

Sonra çocukları yurtlara gönderiyoruz.
İt kopuk olmasın kuran öğrensin, ilim irfan öğrensin diye,
Tacize uğruyor, tecavüze. Ebeveynler suçu asla kendinde aramıyor.
Çocukta arıyor, kendinde yine aramıyor.
Eşlerinizden ayrılıyorsunuz, çocuklar üvey anne, üvey babayla büyüyor.
Dayak, taciz, psikolojik şiddet.
Evde sürekli tartışıyorsunuz, çocuk kendini ifade edemediğinden ya soluğu içe kapanmaktan
Ya dışarıda kendini öne çıkarmakta alıyor. 
Madde bağımlılığı, Teknoloji bağımlılığı, seks bağımlılığı.

Sonra çocuklar doğuruyoruz değil mi ?
Ne geleceği hazır,
Ne barış ortamında,
Ne hastalansa B planımız var.
Ne dünya güvenli..
Doğuruyoruz çünkü bu ülkenin nüfusa ihtiyacı var.
Savaşayacak, doğuracak, ezecek, ezilecek..
Bizim de ihtiyacımız var .
Meşgale oluyormuş çocuklar ondan doğuruyorlar.
Kocasıyla arası düzelecekmiş ondan doğuruyorlar.
Dünyanın en güzel duygusuymuş ondan doğuruyorlar.
İhtiyaçtan doğuruyor,
Bencillikten.

Ben evlensem bile çocuk yapmayacağım diyorum.
Çocuk yetiştirecek seviyede değilim,
Bence herkes delirmiş, kimse buna kalkışmamalı.
Üç günlük mutlu olabilecek hayatınız bile yok
Çocuk doğurup kendi çaresizliğinize onu da çekiyorsunuz.
Diyorum..

Bana ''sen bencilsin'' diyorlar.
Kendi mutlu olabilmem için
Lükslerimden kısmamak adına çocuk yapmazmışım.

Sormuyorum daha fazla.
Çünkü güzel bir duygu tatmak için doğuruyorlar,
Geleceklerine yatırım olsun diye doğuruyorlar.
Hayırlı bir evlat olsun da hastalıklarında, yaşlılıklarında 
Yalnız kalmasınlar diye doğuruyorlar.
Korkaklar,
Kendileri nasılsa, aynılarından klonlamak amaçları.
Şimdi kim bencil ha,
Kim korkak ?

Çocukların doğması tek tutanağımız.
Güzel gelecekleri olması tek umudumuz.
Çünkü çocuklar kurtarılmış bölge..

Lütfen bilinçli ve çok hassas çocuk yetiştirin.
Gerekirse profesyonel destek alarak, kontrollü.
Dünyanın en zor işi bu.
Elbette sadece ebeveynlere görev düşmüyor.
Ortam da hiç sağlıklı değil ama sizden gördükleri gelişimi için çok mühim.
Sevgisiz bir evde çocuk yetiştirmek resmen U ÇU RUM.
Her zaman duygularınızla değil bazen mantığınızla da hareket edin lütfen.
Yine söylüyorum evliliğin de, çocuk yapmanın da ehliyeti olmalı.

Çok fazla 13-20 yaş genç hikayesi duydum bu aralar. Önce yazdım ama 
Hikayeleri anlatarak bu çirkinlikleri bir de ben ifşa etmek istemedim.
Popüler olma çabalarıyla neler neleer yapıyorlar.
Ailesini anlatmasını istediğimde sorunun kaynağını bulur oluyorum..
Lütfen ilgi, özen ve saygı. 
Siz doğurmuş olsanızda saygı. 
Çünkü saygı, sevgiden de önce her zaman karşılıklı.

Bunu da söylemek için hormonların tavan olmasına gerek yok.
Dünya kötü bir yer, nasıl çocuk doğuracaksınız.
ÇOOK KOLAY GELSİN.

0 yorum :

Yorum Gönder